14 Ocak 2013 Pazartesi

Biraz Tiyatro


Meraklısı İçin Öyle Bir Hikaye

"Nereden gelirse gelsin dağlardan, kuşlardan, denizden, insandan, ottan, böcekten, çiçekten. Gelsin de nereden gelirse gelsin! Bir hişt sesi gelmedi mi fena. Geldikten sonra yaşasın çiçekler, böcekler, insanoğulları.

Hişt hişt!”


...Ada'nın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnek yontmak için taşıdığım çakımı çıkardım, kalemimi yonttum. Yonttuktan sonra, tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım...Yazdım... Yazdım... Yazdım!

Sezon açılışımı (geç de olsa) yaptığım oyun. İkinci kez izledim. İki kez daha izlerim. Öyle keyif veren bir oyun. Sait Faik hikayelerinden küçük bir sunum diyebiliriz. Özellikle bir yağmur ve Beyoğlu sahnesi var ki tadına doyulmaz. Bir de çok güzel hikaye anlatan, rolüne yakışan bir oyuncu var sahnede. Mutlaka izleyin, güzel bir hikaye dinlemeye hepimizin ihtiyacı var.


Yağmur Durduğunda

"Belki de insanın söyleyecek bir şeyinin kalmaması, söyleyecek birçok şeyi olduğunu söylemenin bir başka yoludur."


Devlet tiyatrolarında bu sezon izlediğim ilk oyun. 1960lardan başlayıp 2039 yılına kadar devam eden bir süreci ve kesişen yolları anlatıyor. Tek bir dekor ancak farklı zamanlar ve farklı iki yerde (Avustralya ve Londra) geçen bir hikaye.

Uzun bir süreci anlattığı için karakterlerin genç ve yaşlı hallerini görüyoruz oyun boyunca. İlk perdede karışıklığa sebep olabiliyor bu durum. Ancak ikinci perdede taşlar yerine oturuyor.

Anlattığı hikayenin hüznü ve ağırlığı nedeniyle sinirlerinizin buna yeteceği bir günde izlemenizi tavsiye ederim.


Sidikli Kasabası Müzikali

Konusu sürpriz değil bu nedenle de her yerde okuyabilirsiniz. Ben bu oyunda neler gördüğümü paylaşacağım yalnızca.

- Genç ve enerjik bir kadro
- Anlatıcının olduğu keyifli sahneler
- Biraz klişe de olsa aşk hikayesi
- Muhteşem sesler (çoğu tanıdık geldi bana sanırım seslendirme geçmişleri var)
- Başarılı danslar
- Yavaşlatılmış (slow motion) sahnelerin tiyatro sahnesindeki başarısı
- İleride daha da güzel oyunlar ortaya koyabilecek yetenekler
- Bir türlü sevemediğim ama maalesef gerekli olan mikrofonlar

7 yorum:

  1. Burada en cok ozledigim seylerden biri tiyatro, ama yakinda dili ogrendikce cocuk oyunlariyla baslayacagim burada da :)

    YanıtlaSil
  2. Meraklısı için Öyle bir Hikaye'yi çok sevmiştim. Evet 2. kere gidilesilerden. İlk Savaş Dinçer oynamış, keşke ondan da izleyebilseydik.

    YanıtlaSil
  3. Meraklısı İçin Öyle Bir Hikâye oyununu dün Reşat Nuri Sahnesi'nde mi izledin? :)

    YanıtlaSil
  4. Yasemencim, özlenmez mi yahu? Tiyatro candır! :)

    Sedacım, çok isterdim ben de...

    Semih, yok izleyeli bir ay oldu neredeyse. Şehir tiyatrolarında Üsküdar, Kadıköy ve Harbiye sahnelerini kullanıyorum genelde. R.N.sahnesi uzak bana. Sen oyunu sevdin mi?

    YanıtlaSil
  5. Sidikli Kasabası'nı geçen sezon izleyip hayran kalmıştır. Bu sezon iki oyuna gittim henüz. Yine Devlet Tiyatrolarının bir oyunu olan Yanık'ı da şiddetle tavsiye edebilirim.

    YanıtlaSil
  6. Sait Faik okumayı seviyor olmam,oyunu daha çok sevmemi sağladı.
    Arkası dönük kadın,surlara dayanmış sarhoşun geçtiği hikâyelerin anlatıldığı sahneler harikaydı.Yağmur sahnesi ise bambaşka.
    Müzisyenle diyalogları da komikti. (:

    Keyifli zaman geçirmek isteyenlere kaçırmasın.

    Tiyatro yazılarını bekliyorum demiştim;muhteşem dönüş yaptın. :)

    YanıtlaSil
  7. küfkedisi, listemde olan bir oyun ama ne zaman sıra gelir bilmem :(

    Semih, teşekkür ederim umarım sezonun devamı daha hareketli olur hepimiz için. Senden de tavsiyelerini bekliyorum.

    YanıtlaSil