13 Eylül 2014 Cumartesi

Günün Notları


- Fotoğraf koymayacağım sanırım bu yazıya, baştan anlaşalım blog.

- Bence birbirini eskiden önemseyen insanlar arasında geçen ve bir şekilde silinmeyip kalmış, eski yazışmaların okunması yasaklanmalı. O yasaklanmasa da okuyan kişinin eski tatsızlıkları tazeymiş gibi üzülmesi, sinirlenmesi ya da ağlaması kesinlikle yasak olmalı.

- Bir de insanların karşısındaki kişiyi yapmak istemediği birşey için zorlaması durumu var ama bu konuyu şimdilik geçiyorum.

- Evet blog, sinirliyim. Gerçekten sinirliyim. Geçmişe, bugüne, yarına, beni üzenlere, insanları üzenlere, hayvanları üzenlere, bu kadar kolay üzüldüğüm için kendime, bunları hala düşünüp dile getirmeme, düşünmeme, sürekli düşünmeme, insanların düşüncesizliğine çok ama çok sinirliyim.

- Neyse en azından bir işe yaradı bu sinir, bloga yazı yazmaya zemin hazırladı. :)

- Sezon yaklaşıyor içim kıpır kıpır be blog. Pek güzel oyun ve konser haberleri var.

- Filmekimi de yaklaştı, programın hala çıkmamış olması sinirimi bozsa da genel olarak keyfimi kaçırmaz.

- Sanırım dengesizim.

- Salon İKSV programı açıklandı. Henüz karar vermedim mutlak bir eleme yapacağım ama Balmorhea'yı bu kez kaçırmak istemem. Programın tamamı sitelerinde.

- Babylon'un programı da çıktı, Cat Power geliyormuş. Listenin tamamı için sitesine uğrayınız.

- The Cut, Filmekimi programından çıktığı için üzüldüm, umarım başka bir yerlerde izleme şansımız olur.

- Boyhood da gelse ne güzel olurdu!

- Oyun, bale ya da konser öncesi/sonrası içilen kahveleri özledim. (Gözlerim dolmayaydı iyiydi.)

- Buralara uğramayalı neler yaptığımı da yazayım da dijital günlüğümüzde arşivlenmiş olsun.

- Beirut ve 2Cellos konserlerini izledik kardeşimle. Beirut konserinde yaklaşık 4 saat sağanak altındaydık ve yağmurun da katkısı ile izlediğim en güzel konserlerden biri listesine hızla giriş yaptı. 2Cellos da aynı listede elbette, grubun şarkıları ile tanışmama aracı olan güzel insanı öperim!

- En sevdiğim blog yazarlarından üçü ile ada gezisi yaptık geçtiğimiz haftalarda. Kendilerini pek özlemişim, iyi geldi bana tekrar buluşmak.

- Yalnız o gün ada vapuru ne fena bir deneyim yaşattı bize. Unutmak pek mümkün olmayacak. İlk kez vapur yolculuğundan keyif alamadım diyeyim sen anla.

- Nasıl olduğu önemsiz olsa da yolu benimki ile kesişmiş dört insana yazmak istediğim şeyler var izninle blogcuğum.

- Her ne kadar "aşkım" kelimesi ile benzer kaderi paylaşmak zorunda kalıp, amacının dışında kullanılan bir kelime olsa da "dost" kavramı önemli. Bu kelimeyi duyduğumda aklımdan geçen birkaç insan var, esasında bir elin parmaklarını geçmez sanırım. Bunlardan biri benim için bir adım önde. İşe gitmeden önce ya da iş çıkışı saatler, ameliyat sonrasında elimi her anlamda sımsıkı tutan, doktora soracağımız soruların listesini yaptığımız, sorular karşısında uzaylıymışız gibi bakan doktora birlikte güldüğümüz, sık sık tartıştığımız ama hiç küsmediğimiz, birlikte çok doğal bir şekilde saçmaladığımız, bir karikatürde gördüğümüz ana benzer bir an yaşadığımızda açıklamaya gerek kalmadan onun da aklından aynı şeyin geçmesi, kendimize hediye alırken iki tane alıp birini ona saklamanın, varlığına şükretmenin, kısacası kardeş gibi olmanın karşılığı benim için. Dün doğumgünüydü. Mutlu ve güzel bir yaş olsun!

- Sayende hayatıma giren, ben daha söylemeden derdimi, halimi anlayan, içime kapandığım anda farkına varıp elimden tutan, oturup saatlerce saçma bir konu ile ilgili bile konuşabildiğim, en önemlisi anladığım ve anlayan, fikrini önemsediğim, fikrimi önemseyen, kıymet bilen ve bunu dile getirmekten çekinmeyen, gözümü hep mutluluktan dolduran, çektiğimiz tüm sancıları birlikte hafiflettiğimiz, bir kafede kitap okuyalım diye yola çıkıp kendimizi Şile'de bulduğumuz, birlikte yaptığımız en ufak yolculuğun bile belleklerimizde "en güzel anlar köşesi"ne kaydedildiği, bana hediye almak için aylardır çırpınan o güzel insanı tanımamı sağladığın için bile iyi ki varsın blog.

- Yine sayende tanıdığım, tiyatro delisi, sadece bir yılda bile birlikte bir sürü güzel anı biriktirdiğimiz, tiyatro, opera, bale ya da film öncesi koşturmacalarımın ortağı, sırf beni bir konserde yalnız bırakmamak için bana eşlik eden, dertlerime ortak olmaya çalışan, bu aralar biraz kendiyle fazlaca uğraşıp kendini daraltsa da hep mutlu olacağına inandığım, umduğum, Agatha delisi o güzel insanı da tanımamı sağladığın için iyi ki varsın blog.

- Bir de burayı okuma ihtimali olmadığına inandığım (emin değilim tabi), Ankara'nın griliğinden, bazı zorunlu hallerden bunalmış olsa da bunu kimseye yansıtmayıp her bir arkadaşına önem veren, iyi hissettiren, bir sorum olduğunda saatlerce çözümü anlatabilen, saat fark etmeksizin istediğim an telefonun diğer ucunda olan, bütün mızmız hallerime katlanan, önemseyen, önemsediğim, sesini duyduğumda kendimi iyi hissettiğim, beklemediğim anlarda gönderdiği bir karikatür ya da fotoğraf ile anı güzelleştiren o insan da iyi ki var blog. "Müsaitsen bir soru sorabilir miyim?" dediğimde verdiği "ne demek sultanım, her zaman" yanıtı hiç eksik olmasın.

- Maalesef hislerini kolay dile getirebilen biri değilim, o yüzden içimden geldiği anı kaçırmak istemedim, yazdım.

- Yeteri kadar duygusallık yaşadığıma göre gidip bir film izleyeyim. Mümkünse vurdulu kırdılı olsun da kendime geleyim.

- Sezonda bol bol görüşelim blog!