25 Şubat 2013 Pazartesi

Masumiyet Müzesi



“Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum.”

Sanırım beş yıl kadar önceydi, kitap çıkalı çok uzun süre olmamıştı. Yazarın diğer kitapları ile aram çok iyi olmasa da merakıma yenik düşüp aldım. Hatta serviste bir arkadaşımla aynı günlerde okuyup bitirdik. Bazen sıkıldım, bazen kızdım ama çoğunlukla etkilendim Füsun ile Kemal'den. Ancak en çok Kemal'in tutkusundan. Sigara izmaritleri dahil Füsun'a ait eşyaları biriktirecek hatta bunu yapabilmek için çalacak kadar büyük bir tutkuydu.

Kitabı okuduktan uzun bir süre sonra müzenin açıldığını öğrendik. Bloglarda gidenlerin yorumlarını okudum, müzenin fotoğraflarına baktım. Merakım arttı, gidip görmek için planlar yaptım ancak her defasında bir aksilik yaşadım. Elbette herşeyin bir zamanı vardır. Tamamen farklı bir plan için yola çıkıp kendimizi müzede buluşumuz başka ne ile açıklanabilir?

İstiklal Caddesi'nin Cumartesi kalabalığına karıştık. Sonrasında ise ara sokaklar. Çukurcuma müzeden önce bir önsöz gibi, antikacılar, kediler, eski evler, dar sokaklar...

Kitaplarımızı getirmediğimiz için biletlerimizi alıp girdik içeri. Giriş katında bir duvar dolusu sigara izmaritleri ve beni çok etkileyen şu söz karşıladı bizi "onlar yoksulluğun para kazanmakla unutulacak bir suç olduğunu sanacak kadar masum insanlardı." Sigara izmaritlerinin altında notlar vardı. O günü, o anı hatırlatan küçük mesajlar.

Birinci kata çıktığımızda karşımıza gelen ilk hatıra Füsun'un tek kalmış kelebek küpesiydi. Belki de en çok görmeyi istediğim hatıra. Kitaptaki bölümlere uygun raflar yapılmış, içerilerinde ise yine kitapta anlatılan nesneler vardı. Her ne kadar okuyalı uzun süre olsa da gördüğüm herhangi bir nesne kitaptaki bir cümleyi, bölümü getirebiliyordu aklıma. Tüm katları gezdik, en üst katta Kemal'in odası, Orhan Pamuk'a ait kitabın yazımı esnasında kullanılan kalemler, notlar ve yine kitapta çok etkilendiğim bir cümlesi karşıladı bizi. Tekrar alt kata inip müze mağazasına uğradık ve hiç düşünmeden aldım kelebek küpelerden bir çiftini.

Müzede gördüklerimizin etkisi hala üzerimizdeyken çıktık dışarı. Aklımız başka bir zaman ve mekandaydı biz başka...

"Kırılan kalbin acısının ve küskünlüğünün kimseye yararı yok."


18 Şubat 2013 Pazartesi

Günün Notları



- Uzun zamandır yazmamışım notları, biraz gevezelik edeyim.

- Mr ve Eeg sonuçlarının güzelliği kadar rahatlatıcı bir şey yok sanırım!

- Melis Danişmend'in albümünü hala almadıysanız çok şey kaçırıyorsunuz.

- instagram güzeldir uzak kalmayınız bol bol fotoğraf ekleyip gözümüzü şenlendiriniz.

- Benimki şu mesela; instagram.com/banuhidirlar, bol bol kitap fotoğrafı görebilirsiniz.

- Müzekart+ yenilemesini yaptım, mutluyum.

- İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın 40 yıllık tarihinin anlatıldığı kitap İkaseve çıktı, almalı!

- İstanbul Modern'de "Haneke" ve "Fon Şehirler" isimli film gösterimleri yer alacak, kaçırmayınız.

- SALT Beyoğlu'nda “Duvar resminden korkuyorlar” isimli sergiyi görmeli.

- Koç Müzesi'nde "İşte Güneş", "Bu Treni Kaçırmayın" ve "Yol Efsaneleri" sergileri kaçmamalı!

- Pera Müzesi'nde ise "Nickolas Muray Bir Fotoğrafçının Portresi" sergisi kaçmamalı.

- 30 Mart-14 Nisan tarihlerinde festival geliyor, şimdiden heyecan sardı. Bakalım hangi filmler gelecek...

- Masumiyet Müzesi gezilmeli, bilginize!

- İstiklal Caddesi'ni çok sevdiğimi söylemiş miydim?

- Bu ay çok güzel kitaplar alıp oyunlar izlediğimi de eklemeden geçemeyeceğim.

- Haftasonu trafik stresi yaşamamak için vapurları kullanınız, temiz hava, bol manzara yanınıza kar kalsın :)

- Gevezelik etmediğim dönemde çok güzel bir blog buluşması yaşadım. Aslında blog buluşması da denemez, henüz blog açmamış ama açmak için gezinirken benim blogumla karşılaşıp bana email gönderen ve o zamanlarda benim için "güzel insan" şu an ise "güzel insan + dost" ile buluştuk. Bir kafede oturduktan sonra ilk kez saate baktığımızda aradan 3 saat geçmişti. Saatler, konular, gevezelikler hep birbirini kovaladı, yeni planlar yapıldı, can sıkıntıları paylaşıldı, bol bol kahkaha atıldı, sonraki günlere buluşmalar düzenlendi. Bir de baktık her gün mutlaka ses verir olmuşuz birbirimize.

- Şimdilik bu kadar. Seviyorum seni blog.

16 Şubat 2013 Cumartesi

Sessizlik





"Bir kadının bilgeliği sessizliğidir."

Lord Silence, annesi tarafından büyük bir sır ile yetiştirilir. Öyle bir sırdır ki Lord'un kendisi bile bunu bilmemektedir! İngiltere kralı, ağabeyi tarafından sürgüne gönderilen Prenses Ymma ile Silence'ı evlendirmeye karar verir. Böylelikle düğün gecesi Silence sırrını Ymma'nın yardımı ile öğrenir.

Oyun başka bir çağda, başka bir ülkede geçse de tanıdık olan birşey var; kadının kaderi, sessizliği ve erkek egemen dünyada kendini kabul ettirme çabası. Ymma'nın asiliği biraz da bundan.

Tüm oyuncular çok başarılı ama sahne geçişlerini sağlayan yardımcı oyunculara bayıldım. Bir de Roger rolüne. O kadar başarılıydı ki sevmemek elde değil.

Bu oyunu mutlaka izleyiniz, özellikle Üsküdar Tekel Sahne bu oyun için mükemmel bir seçim. Oyundan çıktıktan sonra ışıklardan karşıya geçip Boğaz manzarası eşliğinde oyun kritiği yapmak da kazancınız olsun.

Keyifli seyirler.

3 Şubat 2013 Pazar

Sherlock Holmes



Sir Arthur Conan Doyle'un eseri ünlü dedektif Sherlock Holmes'ü bilmeyen yoktur sanırım. Hatta çoğumuzun mutlaka bir macerasını okumuşluğu ya da filmini, dizisini izlemişliği vardır. Tiyatro Ak'la Kara ünlü dedektifi sahneye taşımış. Bunu duyup izlememek olmazdı.

Oyun, Kerem Kobanbay tarafından uyarlanmış. İlk perdede ukala dedektifimizin belki de saygı duyduğu tek kadın olan Irene Adler sahneye çıkıyor. "Bohemya'da Skandal" isimli bu hikayede Irene Adler, Bohemya Kralı'na bir fotoğraf nedeniyle şantaj yapmaktadır. Sherlock Holmes'ün görevi fotoğrafı bulmaktır. İlk bölümde Sherlock ve Irene'nin zekası savaşır. ''Danseden Adamlar'' isimli ikinci bölümde ise bu kez Sherlock Holmes'ten yardım isteyen Irene Adler'in eşi Godfrey Norton'dır. Eve gelen ve sadece dans eden çöp adamlardan oluşan esrarengiz mektuplarla ilgili yardım ister.

Tiyatro Ak'la Kara, kurs arkadaşımla evimiz gibi oldu. Şu ana kadar izlediğimiz tüm oyunlarını da sevdik. Tabi sahnelenen oyunların ilgi duyduğumuz konulara, yazarlara ya da karaketerlere yakınlığı da önemli bir unsur.

Sherlock Holmes'e, zekasına, ukala tavırlarına ve maceralarına doyamayanlardansanız bu oyunu izlemenizi tavsiye ederim.

Keyifli seyirler.